Doğada vücudumuzun kaybolması bile birkaç gün sürerken çevreye attığımız atıkların hemen kaybolması söz konusu bile değildir. Yok olmak zaman ister, peki çevremizin o kadar zamanı var mı?
Bir insan vücudu artık kan pompalamazken, toprakla ne kadar daha haşır neşir olur? Tam olarak 36-48 saat aralığında vücudumuz çürümeye başlar ve ortalama 8 günde yavaş yavaş yok olma evresine geçilir. Doğada vücudumuzun kaybolması bile birkaç gün sürerken çevreye attığımız atıkların hemen kaybolması söz konusu bile değildir. Yok olmak zaman ister, peki çevremizin o kadar zamanı var mı?
Biyobozunma, doğal veya yapay herhangi bir maddenin doğada bozunması için gerçekleşen süreçtir. Plastik, cam, kâğıt ve benzeri maddelerin hepsi doğada doğal yollarla bozunur. Doğal yollar dediğimiz, atıkları kendileri için enerji üretmekte kullanan bakterilerden tutun, atıkların güneş ışınlarının radyoaktif etkisi altında parçalanmasına kadar değişiklik gösteren, hiçbir şekilde insansı faaliyetlerden kaynaklanmayan yollardır. Doğanın kendi kendini temizlemesi, kendine sahip çıkma biçimidir.
Pasifik Okyanusu'nun Japonya açıklarında bulunan okyanus altı atık deposu sebebiyle, deniz yüzeyinde 30 metreyi bulan yükseklikte adacıklar oluşturabilecek kadar insan çöpü bulunmaktadır. “Büyük Pasifik Çöp Parçası” denen bu birikintinin büyüklüğünü bile tam olarak bilmek oldukça zordur. En iyi tahminler, bu çöp birikintisinin 700.000 kilometre kare (kabaca Türkiye'nin yüzölçümü kadar) olduğunu göstermektedir. En kötü tahminler ise, bu çöplerin çoktan 15.000.000 kilometre kareye yayıldığını, yani şu anda Pasifik Okyanusu'nun kapladığı alanın %8,1 civarını kapladığını göstermektedir. Bunu hayvanlar, bakteriler, bitkiler veya doğadaki hiçbir canlı yapmadı. Aksine hepsi, insanlığın bu suçlarına adapte olmak zorunda kaldı.
RESPİROMETRE TESTLERİ
Bilim adamları, “Respirometre Testleri” sayesinde, herhangi bir maddenin doğada ne kadar zamanda bozunacağını hesaplamaktadırlar. Bunu bir örnekle açıklayacak olursak, bir elma çöpünü anaerobik veya aerobik bakterilerin bulunduğu bir kaba alıp kapatırsak, aerobik yani oksijenli solunum yapacak olan bakteriler için bir tepkime gerçekleşecektir. Tepkime sonucunda elmadaki şeker, bakteriler tarafından oksijenle tepkimeye girer ve karbondioksit açığa çıkar. Respirometre cihazı da açığa çıkan karbondioksit miktarını ölçer ve bilim adamları bu sayede, elma çöpünün tümü bakteriler tarafından yenildiğinde açığa çıkan karbondioksit miktarını ve beraberinde geçen süreyi ölçmüş olurlar. Bu da doğaya bırakılan, doğaya ait olmayan maddelerin ne kadar sürede yok olacaklarını tahmin etmemizde fayda sağlar.
Organik atıklar tamam da peki ya plastik veya petrol ürünü yapay maddeler? Polietilen, plastik poşetlerin hammaddesidir. Küçük bir kısmını alıp respirometre cihazına yerleştirdiğimiz zaman, ne kadar süre geçerse geçsin herhangi bir karbondioksit çıkışı veya fiziksel bir bozunma gözlemlenemez. Çünkü doğanın temizlikçileri bakteriler, plastiği tüketemezler. Petrol ürünü yapay bir madde olan polietilen, bakterilerin beslenebilmesi için oldukça uzun zincirlere sahiptir ve parçalanması oldukça zordur. Bunu bilmemiz, doğaya atılan bir plastiğin ömrü için 1000 yıl süre vermemize yeterlidir. Yeterince ısı verildiğinde plastik poşeti oluşturan polietilen zincirleri kırılır ve pek çok irili ufaklı organik bileşik açığa çıkar. Güneşin altında kalan bir plastik poşetin polietilen zincirleri radyoaktif ışınların etkisi altında kalırsa çözülmeye başlar. Bu sayede bakteriler, poşetten açığa çıkan monomerleri ve molekülleri tüketebilirler. Bu sürecin gerçekleşmesi için de bilim insanları en iyi ihtimalle 1000 sene gibi bir süre tahmininde bulunmaktadırlar ancak bu 1000 değil, 10000 yıl bile olabilir. Sadece doğamızın cevabını bildiği bu sır, torunlarımızın torunlarını etkileyecek kadar büyüktür. Popüler kültürün ilginç ürünlerinden biri olan Wall-E isimli animasyon filmi, uzayı çöplüğe dönüştüren Dünya'yı tema olarak kendisine seçerek bu sırrın ciddiyetine dolaylı olarak dikkat çekmiş ve bir farkındalık yaratmıştır.
BU “DÜNYA” BİZİM İÇİN
Her atık, kendisini oluşturan maddelerden mütevellit, doğadaki serüveninin son bulması için farklı zamanlara ihtiyaç duyar. Bir elma çöpü için 2 ay yeterliyken; plastik bir şişe için 450 yıl, bebek bezleri için 550 yıl, alüminyum kutular için 200-300 yıl geçmesi gerekir. Sadece üç basamaklı sayılardan ibaret olsa yine iyi, strafor bir malzemenin ihtiyaç duyduğu süre 2 milyon yıldır.
300 yıl, 550 yıl, 2 milyon yıl… Torunlarımızın torunlarının bile yetişemeyeceği, o zamana bu dünyada var olduğumuza dair hiçbir izimizin kalmayacağı o yıllara, strafor ya da bir şişe mi bırakmak istersiniz? Bunu yapmak en kolayı, biz gayret gösterelim. Çöplerin %75’i geri dönüştürülebilir olmasına rağmen sadece %30’unu geri dönüştürüyoruz. Biz zamanı üreterek tüketmeyi seçmeliyiz. Geleceğe atık değil, temiz bir çevre bırakalım. Çünkü bu Dünya bizim için.