Sanayi Bölgesi Topraklarında Poliklorlu Bifenillerin (PCB’lerin) Giderimi Yirminci yüzyılın ortalarına doğru hızlı nüfus artışı ile birlikte, tarım ve diğer alanlardaki sanayi ve teknolojinin hızla gelişmesine paralel olarak, toprak kirliliği artmaya başlamıştır (Gülçiçek, 2011). Toprak, yapısı itibari ile hava ve suya göre tamponlama gücü daha fazla olan bir materyal olduğundan kirliliğin fark edilmesi zaman almaktadır (Dönmez, 2012).
Toprak Özellikle PCB gibi yarı uçucu organik bileşiklerin (YUOB’lerin) durak yeridir. PCB’ler, 209 farklı konjenerden oluşan, klorlu bifenil molekülü içeren bir bileşik sınıfıdır (Beaudette, 1998). PCB teknik karışım bileşenlerinin az bir kısmı, yaklaşık 80-100 PCB bileşeni doğada mevcuttur (Maervoet, 2004). PCB bileşenleri kokusuz, tatsız, soluk sarı renktedir.
PCB’ler bozunmaya karşı oldukça dirençli oldukları için çevrede uzun süre kalma eğilimi göstermektedir. Atmosfer havasında 10 gün süreyle kalabilirler (Kaya ve ark., 2002). PCB’ler lipofilik özelliklerinden dolayı, sediment içerisinde, organik artıklara bağlanarak bulunurlar. Su gibi polar ortamlarda birikimleri ise düşüktür. Uçucu olmadıklarından havada kalıcı değildirler. Toprak ve sediment başlıca biriktikleri ortamlardır. Yarı uçucu bileşikler atmosfere karışabilmekte, yağmur ve karla çevreye dağılabilmektedir. Şekil 1’ de PCB içeren maddelere ait örnekler yer almaktadır.
Genel olarak PCB’ler üç yolla bertaraf edilebilmektedir:
1100oC’ ‘den yüksek ısılarda yakma,
Kimyasal metotlarla klorsuzlaştırma
Biyolojik (aerobik/anaerobik) metotlarla klorsuzlaştırma
Özetle sanayi bölgeleri, tarımsal alanlar ve kentsel yerleşimlerdeki topraklarda PCB kirlenmesi ve alınması gereken önlemlerle ilgili daha kapsamlı ilave çalışmalar yapılması gerekmektedir. Çünkü toprak kirliliği her geçen gün daha da ciddi boyutlara ulaşan önemli çevre problemlerinden birisini teşkil etmektedir.