Çevre sorunları karşında kayıtsız kalınmayarak, 1972 yılında İsveç’in başkenti Stockholm’ da Türkiye’nin de yer aldığı ve 113 ülkenin katılımı ile Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı düzenlenmiştir. Sorunlarının tespit edilmesi, kısa ve uzun vadeli çözümler bulmak ve toplumda farkındalık yaratmak amacıyla 5 Haziran Dünya Çevre Günü olarak ilan edilmiştir. Bu tarihten itibaren çevre günü, her yıl farklı konulara dikkat çekilerek dünya çapında birçok etkinlikler ile kutlanmaktadır.
“ Düşünceli ve kararlı bir yurttaş olan küçük bir grubun dünyayı değiştirebileceğinden asla şüphe etmeyin. Bu, sahip olduğumuz tek şey.” – Margaret Mead
1972 yılında Stockholm ’da yapılan bu toplantının aslında birçok aksiyonun alınmasında tarihi bir özelliğe sahiptir. Bu zirvede hedeflenen çalışmalar diğer yıllarda yapılacak çalışmaların temeli niteliğindedir. Çevre sorunlarının tek bir ülkenin tekelinde olmadığı, uluslararası ölçüde değerlendirilmesi ve ortak çalışmaların yapılması gerekliliği vurgulanmıştır.
1992 yılında Brezilya Rio De Janeiro’da Dünya Çevre Zirvesi toplanarak Rio Bildirgesi yayınlanmıştır. Stockholm zirvesinden farklı olarak tüm dünya ülkelerinin sorumlu olduğu temel ilkeler ilan edilmiştir. İnsanlığın, doğa ile uyum içerisinde yaşaması, buna bağlı olarak sürdürülebilir kalkınma ve evrensel bakış açısının benimsenmesi gerekliliği konuları üzerinde durulmuştur. Devletlerarası iş birliği teşvik edilerek çevre sorunları için barışçıl bir tutum izlenerek çözümlenmesi teşvik edilmiş ve yasal gereklilikler ile tamamlanması yolunda adımlar atılmıştır.
Stockholm zirvesinden diğer bir farkı ise, hükümetlerin yanı sıra sivil toplum kuruluşluları, iş adamları, birçok aktivistler ve bilim dünyasının önemli isimleri de bu zirvede bir araya gelmiştir. Kurulan bu komisyonlar sırasında, çevre etiği oluşturulması konusunda etkileri yadsınamaz bir gerçek olarak tarihte yerini almıştır.
“Sadece Bir Dünya Var” sloganı ile başlayan çevre serüveninde her yıl farklı temalar belirlenmektedir.
Sonuç olarak, yapılan bu çalışmalara rağmen ülkemizde ve dünyada hava kirliliğinin yanında su kirliliği, toprak kirliliği ve buna bağlı olarak diğer çevre sorunlarındaki artış maalesef hala gözlenmektedir. Bu yüzden başta çevre etiği ve bilici oluşturularak, doğal kaynakların özenli kullanılması, sürdürülebilir kalkınmanın hayata geçirilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Bu amaçla, kalıcı çözümlere yönelik birçok ar-ge çalışmaları, teknolojik imkânlar ile desteklenerek yapılması ve geliştirilmesi gerekmektedir. Ancak bu şekilde, dünya çevre günü amacına ulaşılmış olacaktır.